’ÇALIŞMA’’ değil ama ‘’ÇALIŞTAY’’ meraklısıyız. Sonuç bildirgeleri kamuoyu ile paylaşılmamış çalıştaylarla doludur hükümetlerin karneleri!

Acil Ambulans Hizmetleri Çalıştayı da ilk ve son olarak 23 Mart 2017 yılında yapıldı.

Hedef neydi peki?

KKTC’nin acil ambulans hizmetlerinin işleyiş ve denetlenmesinin ülke şartlarına göre düzenlenmesi ve modernize edilerek daha çağdaş hale getirilmesi; devlet ve özel hastaneler ile birlikte tek çatı altında ambulans hizmeti verilmesi idi.

Sonuç mu? Tabii ki fos çıktı!

Geldiğimiz nokta nedir?

Bir noktanın altını çizelim önce. Ambulans ve ilk yardım hizmeti veren personelde değil sorun. Sistemde!

Anam-babam usulü denilebilecek ‘’telsiz’’ sistemi ile yol bulmaya çalışan bir acil ambulans sistemimiz var! Merkeze ihbar geliyor. Ambulans hastaya ulaşmaya çalışıyor. Ambulans, merkezle irtibatını telsizle sağlamaya çalışıyor. Yani çağrı merkezi ambulanslara tamamen ‘’kör.’’

Kim yaptı bu ihaleyi? Şu anki Sağlık Bakanlığı Müsteşarı!

Peki modern ülkelerde nasıl? Başka yere gitmeye bile gerek yok. Bugün, ülkemizde küçük çaplı işletmelerde bile uygulanan GPRS yani uydudan takip sistemi var! Yani, aracın hangi yolda, hangi sokakta, hangi evin önünde olduğu, ne kadar mesafe kat ettiği kolayca takip edilebiliyor artık!

Peki neden GPRS yok acil ambulans sistemimizde?

‘’Bunun cevabını Sayın Sağlık Bakanı Müsteşarı vermek zorundadır.’’ Diyerek geçiyorum bu konuyu. Hastaları ararken kaybedilen zamanlar, şayet sistemden sorumlu olan birilerinin vicdanını sızlatıyorsa, cevap verme zahmetinde de bulunacaktır…

Bir başka konu da, ülkemizdeki ambulansların ne kadar yeterli ve donanımlı olduğudur. Ya da, teknik donanımlarının ne kadar düzenli aralıklarla denetlendiğidir.

İşte burada da ciddi sorunlar var! Bir özel hastane arandığında, Pazar günü olduğu için acil ambulans hizmeti verecek personelinin olmadığını söylüyorsa, ben Sağlık Bakanı olsam, o hastaneyi, ambulans hizmetini doğru düzgün verene kadar kapatırım!

Oksijen tüpü olmayan, olup da boş olup olmadığı düzenli kontrol edilmeyen ambulanslar var bu ülkede. Çünkü ambulansların denetimi de tek bir elden yapılmıyor ülkemizde!

Çözüm nedir?

  1. Devlet, özel hastane ve üniversite hastanelerinin tüm ambulansları, tek bir ‘’Acil Ambulans Komuta Merkezi’’ tarafından idare edilmelidir. Ülkemizin coğrafi konumu buna müsaittir.

2. Ambulansların personel ve teknik donanım kriterleri belirlenerek, tüm ambulanslarda bu kriterler aranmalıdır. Kontrol edecek heyetin üyeleri devlet ve özelden birlikte seçilmelidir. Denetimlerde kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır!

3. Trafik yoğunluğunun ve kaza risklerinin arttığı aylarda, turizm sezonlarında, riskli noktalara yakın yerlerde, harekete hazır ambulanslar bekletilmelidir.

4. Birlerinin ülkemiz ambulanslarına ‘’layık gördüğü’’ telsizle iletişim sistemi terk edilerek, derhal ‘’GPRS sistemine’’ geçilmelidir.

5. Biraz da geleceği görebilme adına, pilot bölge veya bölgeler seçilerek, ‘’acil ve ilk yardım drone sistemi’’ denemelerine de başlanabilir.

Geçtiğimiz günlerde, 112 hattının arızalanması nedeniyle, iki adet cep telefonu numarasından (ezberleyemediğim için numaraları yazamadım), acil hastalarınız için ambulans hizmeti sağlanabileceği mesajı iletildi Sağlık Bakanlığı tarafından!

Kısacası, ‘’uğraşmayın, ölün!’’ denildi!

Ne oldu 153’e?

Ne oldu 199’a?

Ne oldu 1144’e?

Bunlar, hali hazırda, özel hastanelerin kullandıkları, halkımızın da kısmen aşina olduğu acil ambulans numaraları değil miydi? Acil ambulans iletişimindeki krizi, birlikte yönetemez miydi Sağlık Bakanlığı?

İstese yönetirdi!

Ama Sağlık Bakanlığı’nın derdi ‘’Sağlık’’ değil, anladık artık! 

Sağlıktaki sorunları PAYDAŞlarla çözmek hiç mi hiç değil artık!

‘’Milletin aklı ile dalga geçmek’’ terimi ise, bu zihniyeti açıklamaya yetmiyor artık!

Sağlığın ‘PAY’’ını dağıtmak onlara, ‘’DAŞ’’ını da bağrımıza basmak bize nasipmiş artık!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899