Biz genelde Cumhurbaşkanı Akıncı’ya genelde sağ kesimin vurduğunu bilirdik ama…

Bu kez öyle olmadı!

Sol kesim fena halde hiddetlendi…

Maça katılmadı diye!

Gol yemiş Anastasiadis’ten diyorlar…

Cumhurbaşkanı olarak değil de Mustafa olarak gitseymiş maça!

Ama o Mustafa olmayı değil Cumhurbaşkanı makamında kalmayı yeğledi…

Belli ki bir oyun sezdi perde gerisinde!

Güney’den bir vakfın organizasyonuydu çünkü bu…

Bölünmeye ve sözde işgale karşı!

Tamamen Türkiye aleyhtarlığı…

İşte bunu kabul etmedi!

Onun zaten çözüm ve barış yanlısı olduğunu bilmeyen yok hem de gönülden istiyor bunu ama…

Sonuçta şu anda bir devlet adamıdır!

Devlet adamlığını seçtiği için devletin haklarını koruduğu için suçludur…

Sağ kesim başka bir alem doğrusu!

Aldanmayın diye çağrı yapıyorlar kamuoyuna…

Sağ kesimin oylarına talip olduğu için böyle bir karar üretmiş!

Seçimler yakın ya…

Barışı ve çözümü değil de koltuğu garanti altına almaya çalışıyormuş!

Ne mesnetsiz bir iddia bu…

Sağ kesim böyle düşünüyorsa, eğer Akıncı maça gidip ezik büzük orada otursaydı acaba nasıl eleştirilerde bulunacaklardı bir düşünsenize!

Vatanı sattı diyeceklerdi…

Hainlik basacaklardı…

Rum’a yama oldu diye suçlanacaktı!

İşte o böyle bir karar alırken Rum’a yama olmamak için gitmemeyi tercih etti…

Rum’a yama olmamak suçsa eğer bu ülkede Akıncı bunu için suçludur!

Bu suçu işlemeye de devam etsin…

Severiz ya da sevmeyiz…

Ayrı siyasi kulvarlarda da olabilirsiniz ama!

Yiğidi öldürürken hakkını da vermek adettendir bizde…

Akıncı diyor ki;

Orada bir maç olacaksa burada da olmalıdır!

Daha ne desin yani…

Orda maç olsun ama burada olmasın mı?

Mesajı gayet açık ve net;

Sizin karşınızda ezilmeyiz diyor!

Büzülmeyiz, eğilmeyiz diyor…

Eşit iki toplumdan bahsediyor!

Ezilmemek, büzülmemek ve eğilmemek eğer suçsa Akıncı elbette suçludur…

Sevgili okurlar…

Beğenir ya da beğenmeyiz!

Kıbrıs’ın kuzeyinde de bir devlet vardır…

Hantallığını eleştiririz!

Devletin organlarını da…

Devleti yönetenleri de doğru dürüst yönetemedikleri için yerden yere vurabiliriz!

Ama iç konularda bir takım sıkıntılar yaşanıyorsa bunun acısını dış konulardan çıkarmak da neyin nesidir?

Akıncı, KKTC devletinin Cumhurbaşkanıdır ve sadece karşılıklı görüşmelerde değil bir takım siyasi oyunlara karşı başında bulunduğu devletine sahip çıkmıştır…

Tavla teslim olmak yerine Kıbrıs Türk halkının haklarını korumak bir suç teşkil ediyorsa elbette suçludur, asın kendisini gitsin o zaman!

Şahali’den ‘istihdam’ açıklaması…

“Sayın Levent Özadam,

20 Mart, 2019 tarihli Kıbrıs Time'daki yazınızda, bakanlığımızda 56 yaşındaki birini istihdam edip etmediğimizi sorarak yanıt talep etmektesiniz.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı'na böylesi bir istihdam yapılmamıştır.

Ancak, kendi yönetim kurulu tarafından yönetilen ve kadro şemasında "temizlik görevlisi" bulunmayan Genel Tarım Sigortası Fonu, temizlik gereksinimini karşılamak amacıyla, Şifa Dağaşaner isimli şahıstan 6 süreyle aylık asgari ücret karşılığı hizmet alımını karar altına almış bulunmaktadır.

Genel Tarım Sigortası Fonu müdürünün 10 bin liraya kadar mal ve hizmet alım yetkisi olup, kadrosunda temizlik işlerini yapacak personel bulunmaması nedeniyle, yıllardır bu yöntemle işyerinin temizlik ihtiyacını karşılamaktadır. Bu bir istihdam olmayıp, Fon yönetim kurulunun bilgisi ve müdür yetkisi dahilinde yapılan bir işlemdir.

Sorunuz üzerine edindiğim bilgiye göre, Şifa Dağaşaner'in eşi 2009 yılında Güney Kıbrıs’ta çalıştığı sırada bir iş kazası geçirmiş ve o günden beridir "iş göremez" raporu ile malulen emekliye sevk edilmiştir. Tedavisi halen devam eden eşinin kalıcı beyin hasarı bulunduğundan, evinin geçimini Şifa Dağaşaner sağlamak zorundadır.

Bu bilgileri sizler aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmayı görev saydığımızı bilginize getirir, konuya özel ve doğru sıfatlar kullanılarak sorulacak her türlü ciddi soruya, şeffaf bir biçimde yanıt vermeye hazır olduğumuzu belirtir, hassasiyetiniz için teşekkür ederim…”

Erkut ŞAHALİ

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı

6 ay için temizlik görevlisi olarak istihdam edilen Şifa Dağaşaner’in eşi Şener Dağaşaner’in rahatsızlık raporuna dair Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanan belge.

MERAKLI KÖŞE?

TKP kimin?

Yılların partisi TKP’nin önceki gün 43’ncü kuruluş yıldönümü etkinlikleri yapıldı…

Hem de 2 ayrı yerde!

Biri TDP tarafından…

Diğeri de TKP Yeni Güçler tarafından!

Bir partinin iki ayrı yerde iki kutlaması olunca biraz garip kaçmadı mı?

Acaba hukuk bu konuda ne diyor!

RHA 4211’in hangi makamın?

Beyaz renkli Toyota marka cip araç…

Hergün Lefkoşa-Mağusa yolunda görülünce göze batmaya başladı!

Bu arada aracın akşamları bazı mekanların önünde de görülmeye başladığına dair ihbarlar gelmeye başladı…

Dün Serdar Denktaş’a bu konuda bir mesaj göndermiştik!

Hani şu RHA araçların kullanımlarının sınırlandırılması vardı ya…

Bir bakıversin bakalım listeye araç hangi makama ait, her hangi bir suistimmal var mı diye!

Bizde niye yok?

Turizm ülkesiyiz diyoruz ama…

20 gazete ve 8 televizyon kanalı var ama olmayan da çok önemli!

Turizm yazarı meselesini bir türlü halledemedik gitti…

Oysa geçenlerde dünyanın çeşitli ülkelerinden onlarca turizm yazarı geldi bazı temaslarda bulundu ve gitti!

Bizde niye yok diye insan hayıflanıyor doğrusu…

Turizm lokomatif sektörse, bütçe açıklarını kapatan bir özelliğe sahipse muhakkak olmalı!

Bakalım bunu hangi yönetim başaracak?

Ciddi nüfus sayımı ne demek?

Geçenlerde Cumhurbaşkanı Akıncı bir konuşmasında ülkede artık ciddi bir nüfus sayımı yapılması gerektiğini vurgulamıştı…

Haklıydı da!

Ama kafamıza takıldı işte…

Daha önceki yapılanlar ciddi değil miydi de Akıncı bu konuya parmak bastı!

Vardır bir bildiği elbet…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, siz ısrarla aktif siyaseti bıraktım diye açıklama yapadurun bizim kulağımıza çok daha değişik bir takım gelişmeler yaşandığına dair bilgiler gelmeye başladı. Şu gizli ve özel toplantıların mutlak bir nedeni vardır değil mi?

Sayın Mustafa AKINCI, maç konusunda en ağır eleştiriler dost bildiklerinizden gelince biraz ağır kaçıyor değil mi? Aksine gayet iyi bir devlet adamlığı sergilediniz ve doğru olanı yaptınız tebrik ederiz. Bir süre eleştirilere kulaklarınızı kapayacaksınız artık…

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, FETÖ soruşturmasının artık polis teşkilatının içine girmesi ve ihraçların gündeme gelmesi içeride büyük bir huzursuzluk yarattı. Böyle hassas bir dönemde teşkilatın başı olarak size önemli görevler düşüyor, gösterin artık bilgi ve becerinizi…

Sayın Fehmi GÜRDALLI, TAK’ın yapısını ve çalışma koşullarını bilmeyen bazı siyasilerimiz ne yazık ki bir kez daha kuruma ağır eleştirilerde bulunmaya başladılar. Hepsini kuruma davet edip bir çayınızı içmeye davet edin deriz ki görsünler oradaki çalışma ortamını…

Sayın Tolga ATAKAN, İnşaat Encümeni’nin başında bulunan ismi niçin görevden almak istediğiniz çok anlaşılmamış olsa gerek ki bu konuda yoğun bir şekilde mesajlarınız gelmeye başladı. Detaylı bir açıklama yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Fikri ATAOĞLU, Nisan ayından itibaren uçak biletlerinin fiyatlarında düşüş olacağı yönündeki açıklamalarınıza sadece turizmcilerden değil muhalefetten de eleştiri gelmeye başladı. Şunun şurasında sadece 10 gün kaldı ama bu iş nasıl olacak doğrusu biz de epey merak etmeye başladık…

Sayın Koral BOZKURT, iki toplum arasında kulüplerin maç yapmasını elbette bütün gönüller ister ama adamların şark kurnazlığı ile siyaset yapmaya kalkmasına çanak tutmanız çok da hoş kaçmadı! Umarız bir dahaki sefere burada da bir devlet olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursunuz!

Sayın Necdet OSAM, geçen yıl gündeme gelen ve DAÜ’yü de epey sallayan şu soruşturma meselesinin hangi aşamada olduğunu biliyor musunuz? Yoksa insanlar balık hafızalı olduğu için o çirkin olayın üstü artık örtüldü mü?

Sayın Kudret ÖZERSAY, Cumhurbaşkanlığı seçimleri kararı için kamuoyuna verdiğiniz süre dolduğu için şimdi bütün gözler ve tabi ki kulaklar sizde. Bu konudaki parti kararınızı artık açıklayın ki hem siz rahat edin hem de rakipleriniz!

Sayın Harun DENİZKAN, yeni bir gazetede yazmak için gargalarınızı yurdun dört bir yanına uçurup artık haber beklediğinizi duyduk. Hayırlara vesile olsun artık takipçileriniz dört gözle yazılarınızı bekliyor…

Sayın Aslan BIÇAKLI,Göçmenköy artık süper lig için geri sayıma geçerken sizi de sponsörlük telaşı almış diye duyduk. Bölgedeki camiye şimdiden yardım kutuları koydurmaya bakın bölge halkı muhakkak ki takımına sahip çıkacaktır…

Sayın Enver MAMÜLCÜ, İŞAD’ın çiçeği burnunda yeni başkanı olarak üyeleriniz yeni dönemde sizden çok daha etkin ve aktif bir yönetim beklediğini ifade eden mesajlar gönderiyor. İşiniz çok kolay değil ama imkansız da değil yani.

Sayın Serkan PİLLİ, Şirinevler’de belediye hizmetleri yeteri kadar köye gelmeyince muhtarlık olarak kendi başınıza çare üretmek için kolları sıvamışsınız. Ama yollara şu beton dökme işinden vazgeçin deriz zira o şirin köye hiç yakışmayacak!

Sayın Kamil KAYRAL, geçen hafta sonu ailece gurme gezisi yaptığınız ve o leziz yemek ve künefeler nedeniyle birkaç kilo fazlasıyla adaya döndüğünüz söyleniyor. Demek ki eritmek için yürüyüşlere başlama zamanı geldi desenize…

Sayın Ali KİŞMİR, bazı gazete ve televizyonların yanlarındaki meslektaşları günde 12 saat çalıştırarak asgari ücrete talim ettirdiklerinizden haberiniz var mı? Bu aklı evveller insanlara gazetecilikte saat merhumu olmaz  diye nutuk da atıyorlarmış, haberiniz olsun istedik…