TC’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’nın bir çok konudaki görüşüne katılırız…
Adam zira hesap kitap adamı!
Duygularıyla değil, mantığıyla hareket edip konuşuyor…
İstihdamlar konusundaki söyledikleri…
LTB’nin batacağı yönündeki açıklamaları…
Kıb-Tek ve Telekominikasyon Dairesi’nin işlerliğini yitirdiği yönündeki uyarıları…
Ne dediyse çıktı şimdiye kadar…
Zaten, bizi bizden daha iyi bildiği ve ileriyi gördüğü için şimdi o görevde oturuyor.
Belli ki Kıbrıs Türkü, yola gireceğe kadar da orada otaracak gibi gözüküyor.

Bugün Karadenizliler Derneği’nin etkinliklerine katıldı.
Horon tepti mi bilmeyiz ama yine ciddi açıklamalar yaptı…
Ülke siyaseti bölücü değil uzlaşıcı olmalıdır dedi!
Doğrusu bu!
Ülke siyaseti yıllardır, toplum için değil parti menfaatleri için yapıldığı için bugünleri yaşıyoruz…
İyi de, Sayın Akça bunları söylerken hiç aynaya baktı mı işte onu merak ederiz…
Önce UBP kurultayında yaşanan müdahaleler, sonra yeni hükümet kuruluşunda yaşanan müdahaleler…
Kimi siyasileri dışlarken kimilerini kucaklamalar…
Hatta, şu anki hükümetin büyük ortağı olan partinin, parti meclisi devan ederken açılan telkin telefonları…
Bu bölücülük değil de nedir Sayın Elçi?

KKTC tarihinde, bir ilk yaşandı ama geçiştirildi sanırız.
İlk kez KKTC’de bir hükümet kurulup güven oyu aldıktan sonra Ankara hükümetinden tek bir cümlelik kutlama mesajı bile gelmedi!
Yani, Tayyip bey Özkan beyi arayıp da tebrik etmedi!
Sayın Akça’nın kuru bir mesajı dışında tek kelimelik bir açıklama yok!
Oysa, şu anda görev başında olan CTP-BG/DP-UG hükümeti Kıbrıs Türkünün 28 Temmuz’da ortaya koyduğu bir iradeyken…
Bu Kıbrıs Türkü’nün iradesine saygısızlık değil de nedir Sayın Akça?
Tamam buradaki siyasilerin bölücülüğünü de, beceriksiz ve basiretsiz yönetimlerine de katılırız ama Ankara’nın bu saygısızlığına anlam veremeyiz…
Kuru bir tebrik mesajı, belki şu anki hükümetin görmezliğinden, bazı nedenlerden dolayı anlayabiliriz ama biz bunu asla içimize sindiremeyiz…

Şu anda Ankara hükümetinin uyguladığı politika, Kıbrıs Türkünün burnunun sürtülmesi politikasıdır…
Türkiye’de ne varsa KKTC’de de olmaya başlamıştır…
Akaryakıt fiyatları ve tüp fiyatları biraz daha aynı olacaktır…
Din konusundaki tüm açılımlar KKTC’de olsun diye her şey yapılmaktadır…
Biz KKTC’deki camilerin elektrik paralarını daha ödeyemezken, KKTC’nin en büyük camileri ardı ardına açılacaktır…
Türkiye’deki hükümete yakın olan sermaye yavaş yavaş KKTC piyasanını ele geçirmek üzeredir…
Ama tüm bunlar Kıbrıs Tükrünün iradesi ile değil, Ankara’nın KKTC’yi kendine benzetme girişimi politikalarıyla yapılmaya çalışılmaktadır…
Yani uzlaşı ile değil, empoze ile…
Sayın Akça’ya tavsiyemizdir…
Kıbrıs Türkünden de, siyasetçisinden de şikayet ederken, önce bir aynaya baksın…
Ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaktır…

GÜNÜN FOTOGRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Sunat ATUN, biraz naz biraz niyaz yaptıktan sonra sizin de UBP Genel Sekreterliği’ne adaylığınızı koyacağınızı duyduk. Demek ki bu konuda Mağusa’da büyük bir kapışma olacak desenize. Ersan beye de size de başarılar…

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, kış girişi tüp gaz zammının hükümet ile ilgisi olmadığını iddia etmişsiniz. O zaman tamam, biz de bunun hesabını Rum Hükümetinden soralım olur mu?

Sayın Ali ÇIRALI, Türkiye’den gelen iş adamları gurubunun bir yemeğinde garsondan bira isteyerek onları çok şaşırtmışsınız. Onlar bunu kapalı kayılar ardında yaparken sizin açık açık yapmanızdan dolayı tebrik ederiz. Diklenmeden dik durmak böyle bir şey olsa gerek değil mi?

Sayın Teberrüken ULUÇAY, anlaşılan o ki ekranların karşısına fazla geçmek size pek yaramayacak gibi görülüyor. Biraz ara vermekte yarar var, zira gaf konusunda şimdilik ön sırada yer alıyorsunuz.

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, Güzelyurt’a son aylarda İranlıların gözle görülür bir şekilde ilgisinin arttığı gözlemleniyormuş. Özellikle işadamlarının binlerce dönüm arazi satın aldıkları iddia ediliyor. Vardır bunun bir hikmeti değil mi?

Sayın Çelebi ILIK, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı özel kalem müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Haber Güzelyurt’ta büyük memnuniyet yaratmış. Atama daha yapılmadı ama yüzlerce tebrik mesajı aldığınız söyleniyor.

Sayın Fehmi OKTAY, Cumartesi günü saat 11.55’de Lefkoşa Dereboyu’nda sürüş halindeyken cep telefonu ile konuşurken görüldünüz. Muteber insanlarımızın bu tür davranışları hiç hoş karşılanmıyor bilesiniz.

Sayın Ahmet KAŞİF, Lefkoşa’da bir çok bölgede meydana gelen telefon arızaları özellikle esnafın pos cihazlarını kullanamamasına neden oluyor. Hafta başı soruna bir el atıverin lütfen…

Sayın Yüksel ÖZEN, Vakıflar Bankası yönetim kurulu üyeliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Atama kararınıza bazı partilileriniz karşı çıksa da başkan son noktası koydu ve elini masaya vurdu. Başarılar dileriz…

Sayın Asım AKANSOY, Sinan Dirlik yazılarıyla partiyi de hükümeti de epey sallayacağa benziyor. Sosyal paylaşım sitelerinde cevap yetiştirmek yerine karşılıklı kahve içip dertleşmek en iyisi olacak gibi görülüyor.

Sayın İbrahim ÖZDAMLI,
yıllardır görev yaptığınız gazetenizden istenmeyen nedenlerden dolayı ayrıldığınızı üzülerek öğrendik. Bu arada yeni gazeteniz de hayırlı ve uğurlu olsun. Ülke basın mensuplarının ortak acı gerçeğidir bu.

Sayın Kemal ÖZTÜRK, UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu ile Lefkoşa Eziç’de aynı kare içinde görülmeniz çeşitli söylentilerin yayılmasına neden oldu. Hayırdır, yoksa birilerinden intikam mı almak niyetindesiniz?

Sayın Nursal UYSAL, YYK yönetim kurulu üyeliğinizi kutlarız. Bütün kanal ve radyoları gözlem altına almak onları 24 saat denetim altında tutmak uzaktan görüldüğü gibi çok kolay bir iş değil. Allah sabırlar versin…

Sayın Hasan ESEN, DAÜ VYK üyeliğinizi kutlarız. Görev sürenizde yapacağınız icraatlarda umarız siyaset değil hizmet ön planda olur. Başarılı bir dönem dileriz.

Sayın Gökhan GÜLER, Meclis özel kalemliği bitince kendinizi ailenize ve bir de spora adadığınızı duyduk. Moralinizi bozmayın yeter ki elbette her gecenin bir de sabahı olacaktır.





Günün Fıkrası

Kahve telvesi…

Adamın biri basurundan dert yanarken
yanındaki arkadaşı;
-Benim babamda da vardı fakat kahve telvesini sürünce bir daha o derdi olmadı demiş
bunun üzerine bizimki
Gitmediğim doktor kalmadı ama yine de
çözüm bulamadılar deyince
-Bence sende dene demiş diğeri
Günlerden bir gün adam denemeye karar vermiş ve bol telveli bir kahve yapmış
ve kahvenin telvesini güzelce sürmüş fakat yine de geçmemiş hatta acayip derecede yanma
olmuş ve doğru doktorun yolunu tutmuş
Doktor;
- Eğilin bir bakayım demiş…
Bizimki eğilmiş ve sormuş neyim var doktor demiş
Bunun üzerine doktor;
- İki vakte kadar önünde uzun bir yol görünüyor kısmetin açık olacak ve daha sonra yeni bir
işe gireceksin…