Ülkenin durumu ortada.
Hükümetin de…
CTP’nin durumu da farklı değil!
Özkan Yorgancıoğlu Başbakanlığındaki hükümet göreve geldikten itibaren henüz vatandaşın yüzünü güldürecek bir karar alamamıştır.
Bunu sadece sokaktaki vatandaş ya da biz değil, artık CTP’liler de yüksek sesle dile getirmeye başladılar…
Haliyle, ülkenin içinde bulunduğu kötü durumdan hükümetin başı olan Sayın Yorgancıoğlu sorumlu tutuluyor.
8 Aralık’ta partisinin kurultayını da göz önüne aldığımızda durumu hiç de iç açıcı değil.
Partisini yeteri kadar kucaklayamayan birinin, ülkesini nasıl kucaklayacağı konuşulmaya başlandı artık…

Ne yalan söyleyelim, biz Asım Akansoy’un genel başkanlığa aday olacağını beklemiyorduk.
Ya da göstermelik aday olur sonra da çekilir düşüncesindeydik.
Dün kendisi ile yaptığımız telefon konuşmasından sonra yanıldığımızı anladık.
Üstüne basa basa vurguladı;
“Çekilmeyeceğim…”
Takdir etmek gerek;
Ülke ve hükümet hatta parti hızla yıpranırken, aday olmak, söylentilerin aksine ‘ çekilmeyeceğim’ diye vurgu yapmak her yiğidin harcı değil.
Tebrik etmek gerek, partinin diğer kurmayları ve güçlü isimleri, bu riski göze almazken, Akansoy bir anlamda kellesini ortaya koymuştur.

Peki Asım Akansoy niçin aday olacak?
Sadece ülkenin ve partinin kötü gidişatından mı?
Kesinlikle değil!
Genel başkanın, yanlış yönetiminden, bir takım kararları parti organlarına danışmadan aldığından.
Örneğin kurultay tarihi gibi…
CTP’nin kurultayı normalde 15 Ocak 2014 tarihinde olacakken ve bu konuda partide bir uzlaşma sağlanırken, Yorgancıoğlu’nun ‘baskın seçim’ inadından…
Özkan bey neden korktu ve tırstı da baskın seçim istedi bilemeyiz ama, belli ki kendince bir korkusu var ve artık parti yetkili organlarını çok da kaale almamaya başladı.
Bu da CTP gibi çok disiplinli bir partide epey sıkıntı yarattı.

Aslında Akansoy, gemileri yakıp da aday olduğunu açıklamadı…
Dedi ki;
Ben seçilirsem, genel başkan olurum, Özkan bey de Başbakan kalabilir.
Yeni bir model yani!
Sibel Siber Başbakanlığı’ndaki geçici hükümet gibi…
Ama Özkan bey bunu içine sindiremedi ve ‘kaybedersem istifa ederim’ diye biraz da partilisine göz dağı vermek istedi…
Aslında, etik olarak elbette partisinde kaybeden birinin Başbakanlığı bırakması doğaldır ama ‘yeni bir model’ olarak düşünülürse niçin olmasın?

Akonsoy telefonda dobra konuştu:
“Böyle giderse CTP’de deprem yaşanacak’ diye de altını çizdi…
İşte bu nedenle aday olduğunu, kendi seçildiğinde en azından bu depremin önüne geçileceğini, olacaksa da bunu küçük bir sarsıntı kadar etkisiz olacağını ifade etti…
Zira Akansoy, Özkan Yorgancıoğlu gibi partinin bir kısmını hatta azınlığını değil, tümünü kucaklayacağını ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyor.
İddia o ki, Yorgancıoğlu, geçen kurultayda ancak kendine oy veren yüzde 33’lük bir kesimi kucakladı ve haliyle parti içinde yüzde 67’lik bir kesimi de karşısına aldı.
Tabi ki bunun kesin neticeleri 8 Aralık kurultayında görülecek…

Akansoy, kazanır ya da kazanmaz…
Buna CTP’li üyeler karar verecek.
Ama partinin diğer kurmayları hele de genel başkanlık ve Başbakanlık için yanıp tutuşanlar geri çekilirken, aday olması cesaret işidir…
Ve 8 Aralık akşamı hem genel başkan hem de Başbakan olursa kimse şaşırmasın…





Müşavir sorunu böyle çözülmez!


“Türkçe'de ‘abesle iştigal’ diye bir deyim var. Müşavirlerin milletvekillerine danışmanlık önerisi için yazılmış gibi. Bu müşavirlerin neredeyse tümü siyasi atama. UBP'li vekile CTP'li danışman, CTP'li vekile DP'li danışman vs vs atanacağını söylemek ve bunu güzel bir şeymiş gibi pazarlamaya çalışmak bizimle dalga geçmek gibi.
Allahasınız, bugünkü hükümetin acil reformlar yapması, halka şirin gözükmesi, verdiği sözleri tutması tabii ki gerekir. Ama bu öneri müşavir sorununu çözmez. Her kim veya kimler sayın Siber'e bunu söyletmişse, onların danışmana ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim ama. Zaten Asaf Şenol da Zorlu Töre'ye danışman olarak sahip çıktığına göre önerinin ne kadar yerinde olduğu belli…”

(Kudret AKAY)




Vicdanım diyor ki…


“Herkesin vicdanı var benim vicdanımın da kabul etmediği öğeler var:
1. Vicdan-i ret hakkının hala uygulanmıyor olması
2. Vatandaş olmayan çocukların eğitim haklarının ellerinden alınması
3. Sendikasız ve her türlü yasal haktan mahrum çalıştırılan özel sektör çalışanlarının mağduriyetleri.
4. Poliste yaşanan işkence iddialarının araştırılmaması.
5. Rehebilitasyon merkezlerimizin olmayışı
6. Kadınların Haraç-mezat bu ülkede satılıyor olması
7. Mültecilerin başını sokabilecekleri bile bir dam bulunmaması
8. Cinsel yönelimlerinden dolayı insanların hala her türlü hakaret, dışlanmaya maruz kalmaları ve yasal dayanaktan yoksun bırakılmış olmaları.
9. Engelli insanlara tanımadığımız yaşam hakkı...
bu liste gider de gider....
Vicdan muhasebesi parti birleşmeleri ile yapılacaksa ve diyetse söz konusu o başka tabi!
VİCDANINIZ ENGELSİZ OLSUN...”

(Mehmet HARMANCI)



MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ,
KTHY eski çalışanlarının gönlünü kaldırdınız tazminatların yüzde 50’sinin ne zaman ödeneceğini merak ediyorlar. Hadi artık tarihi de açıklayın ki ona göre hesap kitap yapsınlar…

Sayın Levent DEMİRALP, Çiçekçiler Birliği başkanı olarak sitem dolu mesajınızı aldım. Sanırım bizi yanlış anladınız, biz öğretmenler günü hediyelerinde bütün öğrencilerin eşit şartlarda olması için konuyu gündeme getirmiştik.

Sayın Ahmet GÜLLE, Sağlık Bakanlığı Çalıştayı haberlerinin niçin devletin resmi basın kurumları tarafından değil de, özer bir ajans tarafından yapıldığı basında tartışma konusu oldu. Bu konuda BRT ve TAK’ı göz ardı etmemeniz isteniyor…

Sayın Dursun OĞUZ, uzman askerlerin emeklilik durumu için yaptığınız konuşmaya teşekkür mesajlarının ardı arkası kesilmiyor. Konuyu sonuçlandırıncaya kadar takip etmeniz ve meclis gündeminde tutmanız isteniyor, bizden iletmesi…

Sayın Önder SENNAROĞLU, elektrik zammı konusunda taşın altında kaldınız acaba diyoruz şimdi de süt zammı da sizin başınızda mı patlayacak? Madem bakanlık bütçesinde böyle büyük bir rakam yok şimdiden önlem almaya bakın…

Sayın Asaf ŞENOL, müşavirlere vekil danışmanlığı görevi haberleri üzerine iki tane vekili gözünüze kestirdiğiniz söyleniyor. Özellikle gençlerden seçerseniz büyük bir amme hizmeti yapmış olacaksınız.

Sayın Ertan BİRİNCİ, UBP’den belediye başkanlığına adaylık girişiminiz partiye enerji getirmiş ve yeni bir tartışma ortamı yaratmış. Madem ki Kalkınma Bankası borcunuzu da kapadınız bundan sonra kimse tutamaz sizi…

Sayın Serhat KOTAK, TAK müdürlüğü teklifini reddettiğinizi öğrendik. İyi de yapmışsınız, sizin gibi mülayim birisi olarak orada sıkıntılı bir süreç yaşayabilirdi.

Sayın Habil TÜLÜCÜ, kardeşinizin oğlunun sırf soy adı nedeniyle devlet ile ilişiğinin kesildiğini söylüyormuşsunuz. Ülkede siyaset böyle yapıldığı müddetçe olan hep genç insanlarımıza olacak değil mi? Büyük geçmiş olsun…

Sayın Berkan TOKAR,
YAGA başkanlığına getirilmenizden dolayı her ne kadar isminiz yeteri kadar duyulmadığı için biraz yadırgansa da Dünya Bankası’na analistlik yaptığınızı öğrendik. Hadi bakalım o zaman kolları sıvayıp dosyaların içine gömülün…

Sayın Tufan ERHURMAN, Taşınmaz Mal Komisyonu Yasası oylamasının 5-0 geçti şeklindeki meclis konuşmanızdaki yorumunuza tepkiler geldi. Arşivleri karıştırmanız yönünde mesajlar geliyor…

Sayın Zorlu TÖRE, son günlerde cebinizdeki istifa mektubunu çok sık dostlarla paylaşmaya başlamışsınız. Hayırdır yolcudur Abbas deyip yola mı hazırlanıyorsunuz acaba?

Sayın Derviş Ata TAHİROĞLU
, belediye başkanlığı için adaylar boy göstermeye başlarken sizin derinden ve sessiz bir şekilde kulis yaptığınız söyleniyor. Rakipler arayı açmadan startı vermekte yarar görüyoruz…

Sayın Latif AKÇA, bazı dostlarınız eleştirilere karşı daha hoşgörülü olmanızı ve ortalığı kırıp geçirmemenizi öneriyorlar. Sonuçta artık bir sivil toplum örgütünün başındasınız ve geniş bir yelpazeyi kucaklamak durumundasınız…

Sayın Ali Özmen SAFA, gazete ve televizyonda kan kaybı yaşanırken yakında yeni kadro kurmak için harekete geçeceğiniz söyleniyor. Elinizi çabuk tutun zira yeni kanal ve gazeteler yolda…

Sayın Ahmet SENNAROĞLU
, Büyükkonuk belediye başkan adaylığı için siyasi kulisleri hızlandırdığınız gözlemleniyormuş. Bölgeye atanacak olan kaymakam sizin adaylığınızı da epey etkileyecek hesapları ona göre yapın olur mu?





Günün Fıkrası

Tuvalet muhabbeti

Temel otobüs yolculuğu sırasında mola yerinde inerek tuvalete gitmiş. Tuvalete girdikten kısa süre sonra, yan tuvaletten bir ses gelmiş:
- Merhaba!
Temel bu sesi duyunca önce ne yapacağını şaşırmış, sonra gayri ihtiyari "Merhaba" demek zorunda kalmış.
Hemen ardından :
- Nasılsın? diye ses gelmiş.
Temel yine şaşırıp muhabbete devam etmiş.
- iyiyim teşekkür ederim siz nasilsinuz?
Yan tuvaletten cevap gelmiş :
- Ne yapıyorsun? Bu soruyu duyan Temel, soruyu soranın o an ne yaptığını tahmin edeceğini düşünerek konuyu dağıtmak için :
- Trabzon dan İzmir’ e cideyrum demiş. Ya siz? Yan kabinden sinirli ses tonu ile cevap gelmiş:
- Aşkım şimdi telefonu kapatmak zorundayım. Yan tuvalette adamın biri var, sana sorduğum soruları cevaplıyor.