Bir türlü fırsat bulamadığım bir yazı bu;
Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz haftalarda CTP’de Abbas Sınay depremi yaşanmış ve her kafadan bir ses çıkmıştı…
İşte biz de o zaman bir yazımızda bazı yorumlarda bulunmuş ve görüşlerimizi ortaya koymuştuk…
Bir yazımız Abbas Sınay’ı çok kızdırdı…
Ama cevap vermedi çıktığı televizyon programında sadece üstü kapalı konuştu…
Belli ki Sağlık Bakanı Ahmet Gülle o yazımıza Abbas beyden daha fazla içerlemiş olmalı ki bir tepki yazısı gönderdi bize…
Abbas Sınay’a sahip çıktı bizi de basın etiğine uymaya davet etti..
İşte o ‘etik’ kelimesine takmıştık o zaman, unutmadık da…
Bugüne yazmak nasip oldu!
Basın etiğinden dem vuran Ahmet Gülle’ye şunu hatırlatmak isteriz…
Sayfamızda da yayınladığımız bir broşür var;
CTP bu broşürü muhalefet döneminde hazırlamış ve kapı kapı gezerek dağıtmıştı.
Ahmet Gülle’nin de o dönemde dağıttığı broşürde şunlar vurgulanıyordu;
“Ücretsiz Sağlık Anayasal Haktır”
Kulağa nasıl da hoş geliyor değil mi?
CTP muhalefetteyken bu konuda hayli iddialıydı ve broşürün iç sayfalarında da şu ifadelere yer verilmişti;
“Adı geçen bu proje ve ilgili yasalar CTP-BG hükümetleri döneminde hazır hale getirilmişti. Şimdi UBP hükümetine düşen görev, sağlık sistemimizi daha da derin bir kaosa sürüklemeden bu doğrultuda adım atmaktır. Unutulmamalıdır ki devletin ücretsiz sağlık hizmeti vermesi Anayasal bir zorunluluktur. Yargıdan geri döneceğini bile bile hükümetin yurttaşlarımızdan zorla para tahsil etmesi, en hafif tanımıyla zorbalıktır…
Ahmet bey bu yazıyı hatırladınız mı?
Siz muhalefetteyken UBP hükümetini zorbalıkla suçluyor ve ağır eleştiriler yapıyordunuz…
Şimdi CTP hükümetin büyük ortağı ve siz de Sağlık Bakanısınız…
Devlette sağlığın ücretsiz olması için bir çalışmanız var mı?
Hadi çekinmeyin söyleyin lütfen!
Elbette olmadığını hep birlikte biliyoruz…
Peki şimdi size sormazlar mı;
Muhalefetteyken UBP’yi eleştirip kapı kapı gezerek sağlıkta ücretlendirmenin zorbalık olduğunu söylerken şu anda iktidarda olduğunuza ve ücretlerin kalkmadığına göre zorba kimdir?
Sonra, nerede burada siyasi etik kuralları?
Bazı olayları ört bas etmek için basın etiğinden bahsetmek elbet kolaydır, olayların üstüne gitmekten korkmaktır…
Ama işte gün gelir siyasi etik konusunda muhalefette söyledikleriniz iktidar döneminde önünüze konulur ve siz ağzınızı bile açamazsınız…
Çünkü bazı sorulara verecek tek kelimelik bir açıklamanız bile olamaz!
 
 
Başbakan kendi Kaymakamını sıfırlarsa!
 
Yenierenköy’deki Karavan işgali konusunda, İskele Kaymakamı, bir önceki kaymakam tarafından usulsüzce yapılan ve süresi Haziran 2014te biten sözleşme sonrası, Ermiye Vedat Tayyarecioğluna 14 Ağustosa kadar söz konusu araziyi boşaltmaları için süre tanımıştı.İlgili kişiler işgal ve tahrip ettikleri alanı boşaltmamakla kalmayıp İskele kaymakamına alenen meydan okuyarak araziyi boşaltmayacaklarını Yasal işlem yapıp mahkemeye gidilmesini beyan etmişlerdi.Tahliye yazısını gönderen kaymakam, Elektrik Kurumuna da yazı göndererek elektriği kestirmiş ayni zamanda İskele Polis Müdürlüğüne suç duyurusunda bulunmuştur.
Gelin görün ki elektrik her kestirildiğinde Başbakan devreye girerek elektriği bağlatmaktadır.Yine aynisi yapılarak İskele Kaymakamı çiğnenmiştir.Bir yanda Yasaların uygulanması gerektiğini söyleyen Başbakan(YDÜ konusunda),diğer yanda yasaları uygulamaya çalışan görevini yapan Kaymakamı sıfırlayan Başbakan…
 
 
Yeni bir oluşum daha!
 
Siyasetin taban yaptığı, seviyenin düştüğü KKTC’de geçtiğimiz ay içinde siyasi yaşama katılan Sosyal Demokrat Parti’den sonra şimdi de yeni bir oluşum için düğmeye basıldı.
KKTC’nin kanınmış akademisyen, iş adamları ve esnaf kesiminden 20 kişi geçtiğimiz hafta Lefkoşa Merit Otel’de ilk toplantılarını yaparak yeni bir siyasi parti için ilk adımı attılar.
İlk görüşlerin ve değerlendirmelerin yapıldığı toplantıdan sonra ilerleyen günlerde yenileri yapılacak ve parti kurma çalışmaları başlatılacak.
Yeni oluşumun en büyük özelliği, içinde hiçbir eski ya da yeni siyasetçinin olmaması…
 
 
Cumhurbaşkanını DP belirleyecek!
 
Nisan ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık saflar belli olmaya başlarken DP’nin sessizliği de gözlerden kaçmıyor.
Ama son sözü de DP’nin söyleyeceği, hatta seçimlerde belirleyici olacağı gün gibi ortada.
Serdar Denktaş bu süreçte akıllı olur ve siyasi tecrübesini konuşturursa büyük bir ihtimalle aday göstermeyecek ama yeni Cumhurbaşkanının belirlenmesinde anahtar parti konumunda olacak.
Soru şimdi şu;
Serdar Denktaş, hafta sonu Ankara’ya niçin gitti?
Orada kendisine nasıl bir işaret verildi?
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Zeren MUNGAN, bir bet ofisi işletmesinin devlete 2.5 milyon Euro birikmiş vergi borcu olduğu ve bunun üstüne bir türlü gidilmediği ihbarını aldık. Şirket yetkilisi sürekli bir bakanın ismini telaffuz ediyormuş. Daha da ötesi çok iddialarda bulunuyormuş, bir araştırın bakalım hangi bakandan torpilli işletmeymiş bu!
Sayın Ahmet GÜLLE, Onkoloji Hastanesi’nin yapımına geç de olsa başlanması kamuoyunda büyük memnuniyet yarattı. Şimdi ününüzdeki sorun hastane tamamlandığında kimleri çalıştıracaksınız? Umarız UBP’nin kurultay açılışlarına benzemez…
Sayın Özdil NAMİ, parti içinde ufaktan Siber-Talat çekişmesi yaşanırken partili gençleriniz de sizin adınızı öne sürmeye başladılar. Şu anda isminiz pek anılmasa da her an sürpriz aday olarak öne sürülebilirsiniz. Hazırlıklı olmakta yarar var değil mi?
Sayın Bilal SAN, nihayet Merkez Bankası önü ve çevresine kameralar yerleştirildi. Demek ki bazı olayların yaşanması gerekiyormuş değil mi? Bu arada sınav fiyaskonuz çalışanlar arasında dillerden düşmeyecek gibi görülüyor!
Sayın Hüseyin AKYÖN, açlık grevinde Hür-İş’i sizin temsil edeceğinizi duyduk. Şimdiden hazırlıklara başlamakta yarar var çünkü yeme-içmeyi çok seven biri olarak zorlanabilirsiniz. Bir anlamda bu sizin için iyi bir diyet olacak…
Sayın Gülin KÜÇÜK, geçtiğimiz günlerde çok başarılı bir kalp ameliyatı geçirdiğinizi öğrendik. Büyük geçmiş olsun, şimdi İrsen bey aday olursa bir kez daha yollara düşüp efor sarf edeceksiniz.
Sayın Hasan SARICA, son yaptığınız açıklamalar CTP içinde büyük dalgalanmalara neden oldu. Herkesin kafasını epey karıştıran ama biraz da kendilerine gelmelerini sağlayan bir açıklamaydı.
Sayın Dursun OĞUZ, uzman askerlerin de emeklilik hakkı kazanmaları için gösterdiğiniz büyük gayretler gözlerden kaçmıyor ama son aylarda onlarca uzmanın istifa etmesini de göz önünde bulundurarak elinizi çabuk tutmanız gerekiyor.
Sayın Metin ŞADİ, ihale size kaldı gibi görülüyor ama bu kez de teknik şartlarda önünüze pürüzler çıkacak gibi görülüyor. Biraz daha uykusuz geceler geçireceksiniz gibi görülüyor. Sabrın sonu selamettir değil mi?
Sayın İsmet AKİM, kurumdan dışarıda evrak sızdırılması konusunda sizi defalarca uyardık ama hiç kaale almadınız bile! Bu arada ihaleye fesat karıştıran teknik müdür yardımcısı konusunda sessiz kalışınız da dikkatlerden kaçmıyor!
Sayın Abdullah İŞKEY, bu ülkede yeni bir siyasi oluşum planlanıyor ve sizin nasıl olur da haberiniz olmaz! Bir an önce kurucular arasında olmaya bakın ki tren kaçtıktan sonra üzülmeyesiniz…
Sayın Günay ÇERKEZ, TURCELL’in kabarık faturalarını vatandaşa anlatabilmek için müşteri hizmetleri gibi çalıştığınız gözleniyormuş. Bu konuda hiç de fena gözükmüyorsunuz yani, bir çok kişiyi tatmin ettiğiniz söyleniyor…
Sayın Aybars KARAATMACA, Rasim bey buz dolu kovayı başından aşağı döktü ve bu konuda bir adım öne geçti. Şimdi bütün gözler sizde nasıl beraberliği sağlayacaksınız merak konusu oldu…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, Almanya’daki sağlık sistemini inceledikten sonra Almanlara olan hayranlığınızın bir kat daha arttığı söyleniyor. Hadi bakalım sıra bizde, hem vekilsiniz hem de bir tıp insanı, ilk adımı niçin siz atmayasınız ki…
Sayın Zeki ÇELER kat kravat molehiya ayıklayanı şimdiye kadar görmemiştik sizin sayenizde onu da gördük. Bu arada epey hamarat olduğunuz da ortaya çıktı. Başka ne hünerleriniz var bakalım…
Sayın Derviş DOĞAN, mesajınızı aldım, güzel sözlerinizden dolayı teşekkür ederim. Lefkoşa’ya geldiğinizde bir kahve içmeye ne dersiniz?
Sayın Mehmet BOYACI, Girne boğaz bölgesine çok büyük bir AVM inşaatı için start verdiğinizi duyduk. Marketçilik konusunda kimse elinize su dökemez. Hayırlı işler bol kazançlar  dileriz…  
 
Günün Fıkrası
 
Bütçe

Amerika dışında çalışan bir koca, karısına şöyle bir mektup yollamış.
-Sevgilim Mary bu ay sana maaşımdan para yollayamıyorum onun yerine yüz öpücük gönderiyorum. Unutma, sen benim bir tanemsin. Kocan Bill.
Bir müddet sonra karısı da şu cevabı yolluyor;
-Sevgili Bill, gönderdiğin yüz öpücük için çok teşekkür ederim. Onları şöyle harcadım:
-Sütçü 1 aylık süt için 3 öpücüğe razı oldu. Elektrik tahsildarı ile işi 7 öpücüğe bağladım. Ev sahibi günlük kira taksitlerini her gece alıyor. Bakkal ile başka türlü anlaşmaya mecbur kaldım. Diğer masraflarda 40 öpücük tuttu. Beni merak etme, bakiye 30 öpücüğüm var, bu ayı çıkarabilirim. Gelecek ayda aynı mı olacak, bana acele bildir, ona göre plan yapacağım.
Bir tanecik karın Mary...