Çok bir para değil ama LTB çalışanları için artık kuruşun bile önemi var...
Tam bir sene beklediler geçen yılın 1 Mayıs ödeneklerini alabilmek için.
Kadri Fellah oğlu da bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı olduğunda sanırız çalışana bir jest olsun diye buldu buluşturdu ve parayı Yakın Doğu Bank'a yatırdı.
Bizi arayan LTB çalışanına bu ödenekten 780 TL düşmüş.
Ama eline geçen para 730 TL.
Peki gerekçe;
50 TL'lik işlem parası!
İnsaf da dinin yarısı yani...
...
Sözümüz hem bankanın sahibi Suat Günsel'e hem de LTB Başkanı Kadri Fellahoğlu'nadır;
Suat bey siz karun kadar zengin birisiniz...
Tamam banka sizin, patron sizsiniz değil 50 TL isterseniz 150 TL işlem parası alırsınız ve bu yasa dışılık teşkil etmez ama peki ya etik mi yaptığınız?
Para kazanmak bu kadar mı çok önemli sizin için?
Hem de işçinin ve emekçinin bayramında, 50 TL kesinti de ne demek?
Ve Sayın Kadri Fellahoğlu;
Siz de bu işte suçlusunuz!
Çalışanınızın maaşından, 1 Mayıs ödeneğinden 50 TL'lik işlem parası alan bir banka ile nasıl olur da çalışırsınız?
...
Küçük bir araştırma yaptık, bazı değişik banka müdürleri ile konuştuk;
Onlar da şaştı bu işe!
Hoş kanuni yönden hiç bir sıkıntı olmadığını, işlem paralarının bankalarının kendilerinin belirlediğini söylediler ama iş etiğe gelince şaşkınlıklarını gizlemediler...
Çalışanın maaşından kesilen işlem parasının ne parası olduğunu da söyledi bazıları ama buun burada yazmam mümkün değil!
Anlayan anlasın artık...

GÜNÜN FOTOGRAFI




Hükümet olan partiden istifa etmek cesaret ister!

Artık kabak tadı vermişti iyi oldu;
Zorlu Töre dün noktayı koydu ve DP-UG'den istifa etti...
Hayırlara vesile olsun!
Zorlu Töre'yi pek sevmeyenler 'geç bile kaldı' diyor ama yiğidi öldürüp hakkını da vermek gerek...
Zira, hükümet olan partiler kaymağı götüren partilerdir...
Bundan hem vekiller hem partililer karınca kararınca bir şeyler götürürler.
İşte Töre'nin hükümet olan bir partiden istifası aslında önemlidir...
Bu arada iddiayı o kazandı kendisine bir yemek borcumuz oldu...
Helal hoş olsun ona...




Kanal T'ye yakışmadı!

Kanal T yönetim Kurulu Başkanı Sibel Tatar ile Nazmi Pınar arasında yaşanan gerginlikler malum.
Nazmi biraz şovunu abartınca Sibel Tatar baskılara dayanamadı ve basından özür dileyen bir açıklama yaptı.
Sonra da Pınar'ın kanaldan çıkışını verdi.
Patronaj sisteminde bu yaşananlar yeni değil!
Ama acayip olan şu;
Sibel Tatar ile Nazmi Pınar'ın polislik olması...
Nazmi haklı olarak faturaları kendi ödediği için gidip dekorlarını almak istemiş, Sibel hanım da buna şiddetle karşı çıkmış.
Sonra da olay polise havale!
Birincisi;
Basında yaşanan bu nahoş olaylar bizi derinden üzüyor ve bunları kaleme alırken içimiz sızlıyor.
İkincisi;
Kanal T gibi topuma mal olmuş bir işletme kendi ödemediği dekorun peşine düşüyor.
Ve çok ayıp ediyor!



MESAJ KUTUSU


Sayın Kadri FELLAHOĞLU, hadi Yakın Doğu Bank’ı ticarethane olduğu için bir yana koyarım. LTB çalışanına ödediğiniz geçen yılın 1 Mayıs ödeneğinden nasıl olur da 50 TL’lik banka işlem gideri aldırırsınız işte onu anlayamayız.

Sayın Türkay TOKEL, sırf partinizden istifa ettiler diye bazı devlet çalışanlarının Güzelyurt’tan Lefkoşa’ya sürdürülmesi hiç yakışık almadı. Bunun hesabını şimdi olmasa bile ahrette sorarlar haberiniz olsun…

Sayın Sibel TATAR, faturaları polise ibraz edilmiş dekorları bir an önce sahibine iade edin ve bu konu daha fazla büyümeden kapansın. Medya organlarının bu kadar fazla olumsuz haberlerle gündemde kalması hoş bir şey değil…

Sayın Suphi COŞKUN, yerel seçimlerde Kürt-Türk ayrımı yapmadan çalışırsanız bölgenin huzuru açısından çok daha iyi olacak gibi görülüyor. ‘Kürdü sevmeyen Türk Türk değildir, Türkü sevmeyen Kürt de Kürt değildir’ sözünü unutmamak lazım değil mi?

Sayın İsmail ARTER, eğer Hüseyin Özgürgün’nün inadı kırılırsa ki hiç zannetmiyoruz yerel seçimlerde UBP’nin de büyük desteğini alacaksınız. İşte o zaman Mağusa’da seçimler çok renkli geçecek demektir.

Sayın Ali YAMAN, Cumartesi günü UBP Değirmenlik belediye başkan adaylığınız resmen ilan edilecek. Değirmenlik Lisesi’nde müdürlük görevi sırasında yaptığınız büyük hizmetler hep size olumlu oy getirecek. Biraz daha sabır sayılı saatler kaldı.

Sayın Serhat KOTAK, LTB başkan adaylığı konusunda artık yeteri kadar naz yaptınız. Parti eğilimi bu yönde ise daha fazla direnmeye gerek yok. Kendinizi rahat bırakıp ve yollara dökülmeye hazırlanın…

Sayın Hasan BEYCANLI, İnönü’de Beyhan Gürgöze’nin adaylıktan çekilmesi için fırsat kolluyormuşsunuz. Kadim dostunuzla hiç bu şekilde karşı karşıya kalacağınız aklınızın ucuna gelir miydi? Siyaset böyle bir şey işte!

Sayın Ali GÜLER, KADEM’in Alayköy’de yaptığı son anketti görünce biz de çok şaşırdık. Yüzde 33 orada müthiş bir rakam. Demek ki biraz sıkı tutsanız şimdiki başkana ciddi bir rakip olacaksınız.

Sayın Sümer AYGIN, yüzde 54’lük oy oranınız son ankette yüzde 57’ye çıktı. Bölgede eğer ittifak olmazsa şampanyayı şimdiden patlatabilirsiniz. Bu arada Kordonboyu’ndaki çocuk parkı da elden geçirme istiyor bizden hatırlatması…

Sayın Ömer TATLI, hackerlere önce şifrelerinizi sonra da bin Dolarınızı kaptırdığınızı duyduk. Artık şifre çalma yeni bir meslek haline geldi, güvenlik önlemlerini arttırmakta yarar var. Büyük geçmiş olsun…

Sayın Hüseyin TEKEREK, hanım belediye başkan adayı olunca haliyle en azından iki ay ev işleri ve çocuk bakımı sizin üzerinize kaldı. Siyasetçi kocası olmak nasıl bir şey şimdi daha iyi anlayacaksınız. Allah sabırlar versin…

Sayın Özer KANLI, sıkı diyet aylardır devam ediyor ama kilolarda eksilme değil de aksine bir artış gözleniyormuş. Her gün bir kilo dondurma yiyen birisi olarak zayıflamayı siz daha çok beklersiniz. Allah doyursun…

Sayın Ülker FAHRİ, uzun bir süreliğine düşünmekten vazgeçtiğinizi duyduk. İyi de siz düşünmeden yaşayamazsınız ki! Bizce bir kez daha düşünmekte yarar var…

Sayın Zorlu TÖRE, DP’den istifanız hayırlara vesile olsun. Ancak genel kanı UBP’ye geri dönüş yapmaktan çok ülkücü camiayı bir çatı altında toplayan yeni bir siyasi oluşuma gitmeniz. Bir düşünün deriz!

Sayın Oğuz KÖSE, Lefkoşa’da iki hemşirenin bir ölüm olayıyla ilgili yargıya verilmesi KKTC tarihinde bir ilk oluyor. Bu süreçte zor günler sizi bekliyor.


Günün Fıkrası

Pijama...

Bir gün Temel Dursun'a misafirliğe gitmiş ve aniden bastıran şiddetli yağmur Temel'i zor durumda bırakmış.
Dursun, Temel'e :
-"Temel ,sen bu yağmurda bir yere gidemezsun, pu gece pizde yatarsun."
Temel:
-"Olur, bu gece burdayum" der ve Temel Dursun'nun olmadığı vakit ortadan kaybolur.
Aradan zaman geçer ve kapı çalınır.
Dursun bakar ki gelen Temel.
-"Ula Temel, nereye cittun.?"
-Eve pijamami almaya cittum da.