Kıbrıs Türk halkı, insanca yaşamak için yıllarca mücadele etti. Rumların, Türkleri yok ederek Kıbrıs’ın tek hakimi olma arzuları ile Türklere karşı yaptıkları insanlık dışı tavırlardan ötürü Türkler aç kaldı, susuz kaldı,her türlü sıkıntıya göğüs gerdi ve bu günlere geldi.
Rumların 1960 yılında kurulan ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Türkleri silah zoru ile atmalarından sonra sıkıntılı dönemler arttı. 21 aralık 1963 yılında Rumların Türklere karşı silahlı saldırıları karşısında Türkler de kendilerini savunma durumuna geçtiler. Ülkedeki erkekler genç, yaşlı senelerce mevzilerde nöbet tutarak yaşadıkları bölgeyi Rum saldırılarından korumaya çalıştılar. Ben 15 yaşında mevziye girdim. Yaşım küçük ama bedenim iri olduğu için mücahitliğe alındım. Geceli gündüzlü çeşitli mevzilerde yaşıtlarım ve büyüklerim ile nöbet tuttum.
Rumların, Türkleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nden uzaklaştırma ve Akridas planı ile yok etme planlarına karşı Türkler varlıklarını korumak için Türk Mukavemet Teşkilatı ile örgütlenme ve direnme yönüne gittiler.
Rumların 1963’de Türklere karşı silahlı saldırıya geçmesi ve Ortak Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti ve meclisindeki Türk yetkilileri uzaklaştırmaları sonucu Türk yetkililer kendi yönetimlerini oluşturma yönüne gittiler.
Oluşturulan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ile Türkler ayrı bir yönetime kavuşmuş oldu. Zaman içinde siyasi gelişmeler sonucu Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edildi. Rumların da aynı tavrı izlemesi ve iki federe devletten ortak bir devlet oluşturulması hedefleniyordu. Oysa Rumlar, gayrı yasal şekilde ele geçirdikleri Kıbrıs Cumhuriyeti idaresini bırakma niyetinde olmadılar.
15 Temmuz 1974 yılında Rum lider Makarios’a karşı Yunan Cuntası önderliğinde yapılan darbeden sonra Türkiye, Kıbrıs’a askeri müdahale kararı aldı. 20 Temmuz 1974’de Türkiye adaya askeri çıkarma yaptı. Türkiye’nin müdahalesi ile Rumların Türkleri yok etme plan ve uygulamalarına son verildi. Ve Kıbrıs Türkü özgürlüğüne kavuşmuş oldu.
1974 Barış Harekatından sonra ortak bir Kıbrıs Cumhuriyeti için görüşmeler yapıldı. Kıbrıs Türk liderliği geçen sürede Rumların tutumlarında değişiklik olmaması karşısında yeni bir adımla 15 Kasım 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etti.
Cumhuriyet ilan edileceği halka bir gece önce duyurularak Meclis önünde toplanmaları sağlanmıştı.
15 Kasım 1983 günü,Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)’ta iş başı yaptıktan sonra bana Cumhuriyet ilanı için toplanacak Meclis toplantısını izleme görevi verildi. İçeride temsilciler, dışarıda yoğun bir kalabalık. Herkeste bir heyecan. Meclis birleşimi açıldı. Liderimiz Rauf Denktaş, bağımsızlık bildirgesini okudu. Milletvekilleri bağımsızlık bildirgesini ayakta ve alkışlarla kabul ettiler. Ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiş oldu.
Rauf Denktaş, daha sonra meclis binası önünde toplanan halkı, Osman Örek ve Dr fazıl Küçük ile birlikte selamladı ve onlara tarihi bir konuşma yaptı.
Görevli bir muhabir olarak hem meclis içindeki oylamaya hem de meclis dışındaki halkın coşkusuna tanıklık ettim. Yani tam otuz yıl önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilirken oradaydım. Bu tarihi ve güzel anı yansıtan bir de fotoğraf var. Fotoğrafta soldan sağa Özgürlük Mücadelesi Liderimiz Dr Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Tanıtma Dairesi Eski Müdürü Nurper Moreket ( O günlerde Enformasyon Dairesi personeli idi) ve TAK muhabiri olarak ben(Emir Ersoy).
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilan edildiği 15 Kasım, her yıl törenlerle kutlanmaktadır. Bu yıl 30. Kuruluş yıldönümü. Bu yıl dönümü de diğerleri gibi coşku ile kutlandı.
Kıbrıs sorununu hala devam ediyor. Kıbrıs konusuna bir çözüm bulmak için yıllardır süren görüşmelerin yeniden başlaması için yoğun girişimler söz konusu. Umarız erken bir zamanda taraflar görüşmelere başlar ve bir çözümde anlaşır.