Cumartesi sabahı dost meclisinde rutin sohbetteyiz…
Arkadaşlardan bir tanesinin yüzü fena asık!
Biraz sıkıştırınca anlatmaya başlıyor;
Cuma gecesi Lefkoşa’da Zefir Bar’da eğlenmişler…
Eğelen olunca alkol olmazsa olmaz tabi!
3 Duble viski içmiş ve evin yolunu tutmuş, aracı ile…
Son günlerde iyice sıklaşan polis çevirmesi!
Hani şu bazıları polis denetimini görünce uzun ışıklarını yakar söndürür ya!
Bu arkadaşı kimse uyarmamış ne yazık ki…
Ve polis ekipleri durdurmuş aracı!
Balonu üflemiş, 102 promil alkol…
Anında yazılmış ceza!
Bin 740 TL para cezası ve 100 ceza puanı…
Ehliyet gitti yani sanırım üç ay kadar!
Bu arada Zefir Bar denilince benim aklıma hep Asya Rıdvanoğlu adlı genç kızımızın ölümü gelir…
Aracına giderken başka bir aracın altında kalıp feci şekilde ölümü!
O mekanın önünden her geçtiğimde de anımsarım o talihsiz geceyi!
3 viski içip polise yakalanan arkadaş da başından geçenleri anlatırken yine hafızam o geceye gitmişti…
Ben o duygularla doluyken cep telefonlarına yeni bir acı haber düştü…
“Girne-Alsancak yolundaki kazada 43 yaşındaki Yusuf  Temli hayatını kaybetti…”
Sonra öğrendik ki;
Üç kafadar güzel bir meyhane akşamından sonra benzine biraz fazla basınca olan olmuş işte…
Düz yolda sabahın üçünde araç yoldan çıkmış, bir ölü, bir yaralı ve bir zanlı!
Ve dün gazetelerde yayınlanan son selfi fotoğrafı…
Arkada kalan yetimler ve gözü yaşlı bir aile!
Şimdi başa dönersek;
Bir eğlence yerine aracınızla gidip de üç duble viski içtiğiniz zaman eğer trafikte yakalanırsanız bunun maddi bir cezası var ve epey de ağır!
Asgari ücret oranında bir ceza ödüyorsunuz ve ehliyetiniz de elinizden alınıyor…
Belki kimine göre 3 duble viski hiçbir şey olabilir ama yasalar böyle emrediyor!
Ya viskinizi yudumladıktan sonra araç sürmeyeceksiniz ya da dışarıda değil de evinizde içeceksiniz!
Ya da yanınızda içmeyen bir kişi bulunduracaksınız…
Sonuçta içildiği zaman, hani klasik bir laftır ya şişede durduğu gibi durmuyor ve direksiyon başında canavar kesiliyoruz…
Sanki de yolların bizim için yaratıldığı yanlışına kapılıyoruz!
Sonuçta o mutluluklar selfi çekimlerinde kalıyor ve ardımızda onca gözü yaşlı insanlar ve yetimler bırakıyoruz!
Bu arada;
Kimse polis denetimlerinden şikayet etmesin!
Polis bu denetimleri eşit ve adil bir şekilde yaptığı sürece haklıdır…
Ve hiçbir ceza bedeli maddi olarak insan ömründen daha pahalı değildir!
 
 
 
Baştaş: Denktaş’a yat almadım!
 
Çatalköy’deki lebi derya arazi konusu bir kez daha gündeme geldi…
Önce Ahmet Baştaş’a verdiler, ondan alıp Serdar Adalı’ya verdiler, şimdi de Fatih Terim’in ismi geçmeye başladı!
Herkesin haklı, herkesin birbirini suçladığı bir durum söz konusu…
Hele de Baştaş’ın Serdar Denktaş’a yat hediye ettiği haberi ortalığı daha da karıştırdı!
Serdar Denktaş konuyu mahkemeye taşıyacağını açıklarken Cumartesi günü Ahmet Baştaş’ı arayarak yat meselesinin doğru olup olmadığını sordum…
“Kesinlikle öyle bir şey yok” dedi!
Sonra ekledi;
“Serdar Denktaş ile bir televizyon kanalında canlı yayında tartışalım…”
Bence de iyi olur…Bir programcı arkadaş lütfen bu işe bir el atsın!
Ama biz Baştaş ile sözleştik ve yarın sabah buluşuyoruz…
Elindeki evraklarla her şeyi açıklayacağını ifade etti!
 
 
Hangi vekil bunlar!
 
Yeni hazırlanmakta olan Seçim ve Halk Oylaması Yasası’na UBP ve DP’li vekillerin takoz koyduklarını yazdı dün Yeni Düzen…
Bu da demektir ki bazıları mevcut sistemin devamından yanalar!
Birkaç bin oyu al vekillik koltuğuna otur…
Gazetede vekil isimleri yoktu ve duyum üzerine böyle bir haber yaptığını açıkladı!
Bence Yeni Düzen duyum üzerine bir haber yapmaz…
Mutlak bazı CTPli vekiller haber uçurdu ve gazetede bu haberi hem de ön sayfasından yayınladı…
İyi de kimmiş bu gazetede isimleri yayınlanmayan vekiller;
Güzelyurt; Kemal Dürüst, Ali Pilli, Menteş Gündüz
İskele; Hüseyin Avkıran Alanlı, Hamit Bakırcı, Nazım Çavuşoğlu.
Yani topu topu 6 vekil!
Şimdi soru şu olmalı;
Bunlardan hangileri tek bölgeli seçime karşı çıkıyorlar!
 
 
Bütün sınır kapıları açılsın!
 
Aslında bence hiçbir mahsuru yok!
Kuzey ve Güney arasındaki bütün sınır kapıları açılmalı ve hatta bunlara yenileri eklenmelidir…
Rumların bu konuda ciddi talepleri var!
Bizden de bazı kesimler sınır karşıtı oldukları için hepsinin hem de şimdi açılmasından yanalar!
İyi de Rumlar niçin kapıların açılmasını bu kadar istiyorlar ki?
Tamamen duygusal!
Rakamlar zaten her şeyi göz önüne seriyor;
Kıbrıslı Rumlar geçen yıl Kuzey’de 826 bin Eura harcamışlar…
Kıbrıslı Türkler de Güney’de bir milyon 750 bin TL…
Hesap ortada!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Emrullah TURANLI, bazı dost sohbetlerinde yaptığınız konuşmalarda Kıbrıslı Türk siyasetçilerini elde etmenin yolunun çok kolay olduğunu ve hatta bu konuda bir takım rakamlar bile verdiğiniz söyleniyor. Hangi siyasetçinin ne kadar ettiğini isimleriyle açıklamaya ne dersiniz!
Sayın Salih İZBUL, Cengiz Topel Hastanesi konusunda neredeyse bütün bakanlar açıklama yaptı ama tek siz kaldınız! Bölge halkı bu işin siyasi ranta çevrilmemesi için konuyla ilgili ciddi bir açıklama bekliyor! Sağlıkta patron siz olduğunuza göre en doğrusu da bu değil mi?
Sayın Burhan YETKİLİ, Girne Yat limanı ihalesi için sizin verdiğiniz 13 milyon TL’lik teklif kabul edilmeyip 21 milyon TL veren şirketin teklifi kabul edilince hala şoktan çıkamadığınız söyleniyor. Elbette vardır bir hikmeti!
Sayın Sibel SİBER, örtülü ödeneğin kalkması konusunda çok da ciddi bir açıklama yaptınız ama her nedense adres göstermediniz! Böyle olunca da havada kaldı diye sitem dolu mesajlar gelmeye başladı, haberiniz olsun!
Sayın İdris DENİZ, devletin tek adli tıp uzmanı olarak bir türlü kadrolu yapılmayıp sözleşmeli statünüz konusunda her ne kadar sesiniz çıkmasa da bu kabul edilir bir durum değildir! Ülkede siyaset böyle bir şey değil mi!
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, geçen yıl gelir ve giderler konusunda belediye meclis üyeleri pas geçilince çok yakında ciddi bir muhalefet başlatılacağını duyduk. Şu anda evraklar dosyalanıyor yakında basında patlayacak bilginiz olsun!
Sayın Fuat NAMSOY, anlaşılan o ki sosyal medyada birileri size fena taktı ve bu işi de ileriye götürmek istiyor. Siz yine de sosyal medyadaki özel yazışmalara dikkat edin ki sonradan istenmeyen olaylar yaşanmasın!
Sayın Birikim ÖZGÜR, siz istediğiniz kadar vatandaşın Kuzey’de alışveriş yapmalarını salık verin! Sınır kapıları açıldıkça bizim paralar Güney’e daha fazla akacak. Son açıklanan rakamlar ortada ve siz dua edin ki TC kökenliler güneye geçemiyor!
Sayın Aslan BIÇAKLI, Göçmenköy camiası ne kadar vefalı olduğunu bir kez daha gösterdi ve adınızı halı sahaya vererek bunu gösterdi. Bunu fazlasıyla hak etmiştiniz. Ne kadar koltuklarınızın altı kabarsa yeridir…
Sayın Doğuş DERYA, tek bölgeli seçim sistemini istemeyen vekillerin kimler olduğu epey merak konusu olmuş. Bunların isimlerini açıklamaya ne dersiniz! Yanda listeyi yayınladık bari bu kurunun yanında yaş da gitmesin değil mi?
Sayın Tözün TUNALI, hükümeti Dikilitaş’a şikayet etmeniz kamuoyunda epey ses getirdi diye duyduk. Meclis’teki taş yüreklileri dize getirebilecek misiniz bilemeyiz ama artık sokaklara dökülme vakti geldi değil mi!
Sayın Yusuf SUİÇMEZ, anlaşılan o ki uçan halılar konusunda asla vazgeçmeyeceksiniz! Bakalım duyarlı ve siyaset adamı ortaya çıkıp da halıların peşine düşecek mi? Bu yolda gazanız mübarek olsun…
Sayın Suphi COŞKUN, kara kış geçene kadar siyasette hiçbir yere kıpırdamama kararı aldığınızı duyduk. Doğrusu da buydu, su konusu da hallolduğuna göre makineyi rölantiye almakta yarar ver değil mi?
Sayın Oktay KAYALP, Sayıştay raporu konusunda Mağusalılar bir açıklama bekliyor! Kafalarda daha fazla soru işaretleri kalmaması için bunun için fazla gecikmeyin deriz. Parti içindeki gücünüz de olumsuz etkilenebilir!