Oysa ki her çocuğundu bu bayram,

Her çocuk kutlasın diye vardı…

Şimdilerde pek de öyle değil galiba,

Büyüğüz ya, bu da benzettik kendimize galiba…

Ayakkabı, tekstil fabrikalarında çalıştırdıklarımızın mı?

Gün görmez, gelecek bilmez...

Marka delisi haline getirdiklerimiz mi?

Onu da beğenmez, bunu da beğenmez…

Aldıkları üç kuruşla hayaller kuran, araba yıkattıklarımız mı,

Son model arabayı okul bahçesinde karalattırdıklarımız mı?

Doğum günlerinden bi’haber, yuvada olduklarına şükredenler mi?

Kat kat pastaları üflerken, partinin yerini beğenmeyenler mi?

İstismardan, şiddetten ezilenler ve hatta son nefesini kendisini doğuranın yanında verenler mi?

Şiddet oyuncakları ellerine tutuşturulanlar mı?

Yere yığılmış, alkol komasına giren, madde esiri olanlar mı?

Güneşin sıcaklığı, gökyüzünün maviliği, rüzgarın serinliği, yaşamın sevinci ile dopdolu olanlar mı?

Çekilen videolarıyla, ailelerine para kazandırdıklarından habersiz çocuklarımız mı kutlamalı yoksa bu günü?

Ya da, akıllı telefonları ellerine tutuşturulmuş, sohbeti, muhabbeti unutmuş çocuklarımız mı?

Test kitaplarının yaprakları arasında ezilen, tükenen ve tüketenler mi,

Üretmeyi öğrendikçe benliklerini bulanlar mı kutlamalı bu günü?

Hangi çocuk kutlamalı bu günü?

Doğmadan ölümüne karar verdiklerimiz mi?

Büyüttükçe kirlettiklerimiz, hayallerini bir bir yok ettiklerimiz mi?

Hangi çocuk kutlamalı bu günü?

Her çocuk tabii ki!

Her bir çocuk kutlayabilir hale getirilmeli bu günü!

Makam odalarında ağırlamalara, kortejlerle, etkinliklerle kutlamalara tamam da,

Yılın geri kalanında unuttuklarımız da bizim çocuklarımız değil mi?

Klişe sözlerle, ezbere sloganlarla kutlamalara tamam da,

Her çocuğumuza vereceğimiz en ‘’gerçek’’ hediye, ‘’gelecekleri’’ değil mi?

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899